19 Şubat 2012

Barış / Tiyatro

İki hafta aradan sonra bilet bulup bu haftaki tiyatro oyununa gidebildim. Bahtiyarım mutluyum neşeliyim sevinçliyim. Hadi bakalım neymiş neyin nesiymiş bu oyun
Oyuncular

ALİ FUAT DAVUTOĞLU
ZAFER GÜLLÜ
BİLAL GÜRDERE
SABRİ ÖZMENER
MURAT GÖKÇER
AHMET BURAK BACINOĞLU
MİTHAT ERDEMLİ
ÖZGÜR KEÇECİ
KEMAL OKAN ÖZKAN
AYLİN DİNÇ
AYŞE SİMGEM BAYKARA
DERYA ŞENOL
BAŞAK GÜLEÇ
DEMET KIZILAY
İPEK DEMİR
ARDA SAYGIN
DERYA CAN
HASAN İRFAN BUZCU
MURAT KESİM
ENGİN YAMAN
ÖZGE DENİZ ASYALIOĞLU


Konusu:
2400 küsur yıl öncesinden kalma, eski mi eski bir komedya. Ama ne yazık ki hâlâ insanı duraksatıp düşündürecek kadar yeni ve taze…

Yeryüzündeki savaş ve yıkımlara artık katlanamayan bir köylü, gökler katına çıkıp, Baştanrı’dan hesap sormaya kararlıdır. Beslediği bokböceğinin sırtında gökler katına çıkar, derin bir kuyuya hapsedilmiş olan Barış Tanrıçayı kurtarmak için, tüm insanlığı yardıma çağırır.




Oyun eski bir oyun. MÖ 421 yılında yazıldığı söyleniyor oyunun içinde. Oyuna gitmeden sıkıcı olabilir diye düşünmüştüm oyunu. Ama Aristophanes'in metni güncelleştirilmiş hareketlendirilmiş bir de komedi unsurları eklenince savaş barış temalı oyun farkettirmeden insanı düşündürüyor kimi zaman. Yani sürekli bilmiş tavırlarla seyircinin kafasına vurur gibi mesaj kaygısı yok bu oyunda.Hatta arada oyundan çıkıp seyirciyi sıkmayalım hadi artık ya da bu insanlar nasıl gökyüzüne çıktı onu nasıl açıklayacağız şeklindeki konuşmalar oyunu seyirciye bağlıyor. Zeus diğer tanrılar barış emek şölen tanrıçası filan diye bulutların üstünde soyut kavramlara dalmışken bir anda oyuncuların kendi aralarındaki atışmalar gerçek kişilikler gerçek savaş barış kavramı ortaya çıkıyor ve oyunun ne demek istediğini daha iyi anlıyorsunuz  bir yandan gülerken..
Oyuncu kadrosu geniş ve hepsi birbirinden güzel oynuyor. Kimi yerlerde gittiği şehrin mahalle ismini kullanıyorlar. Bu da seyircinin hoşuna gidiyor pek tabi...Dediğim gibi ulvi barış kavramı tanrılar katından indirilip insan seviyesine indiriliyor bu oyunda.. Bu da çok hoşuma gitti doğrusu...
Ancak sevmediğim tarafları da olmadı değil. Alakasız yerlerde söylenen şarkılar ne müzik yönünden insanı etkiliyor ne dans ne de sözler yönünden. Bunlar da oyuna sonradan eklenen şeyler sanırım. Oyunculuklar ne kadar profesyonelse danslar şarkılar bir o kadar kötü duruyor. Oyuncular sanki tüm enerji ve konsantrasyonlarıyla oynuyorlar oynuyorlar sonra şarkı dans zamanı gelince dinlendiriyorlar kendilerini gibi bir izlenim yaratıyor bende. Türk yazarlarının oyunlarındaki bu dam üstünde saksağan dansları beni oyunun duygusundan koparıyor doğrusu... 
Bazı yerlerde de dialogların ardı ardına hızlıca akması bazılarını anlamama yol açtı. Kadın oyuncuların sesi de pek duyulmuyor onları çoğunu duymadım aslına bakarsanız.. O yüzden kadınların neden erkek kılığında oynadıklarını anlayamadım oyun boyunca.. Bunlar da eksileri diyebilirim benim açımdan..
Oyun 2 saat sürüyor ama çok çabuk geçiyor sıkmıyor. Rastgelirse izleyin, eğlenceli ,kalabalık ,mesajları olan bir oyun...

6 yorum:

  1. keyifli bir tiyatro, güzel bir film ya da sonu bitmesin istenen bir kitap , mutlulukların isim değiştirmiş halleri, bazıları için...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet çok haklısınız. ben de bugünlerde hayatıma giren tüm renkli şeylerin çetelesini tutuyorum :)

      Sil
  2. Harika bir oyundu, Denizliden misin sen de aynı oyundaydık sanırım :) Sahnede selam verirken emek tanrısı kızcağız tam düşecekken çığlık atan kız bendim :P

    YanıtlaSil
  3. valla o kadar arkadaydım ki fark edemedim ne kızın düştüğünü ne de çığlığını:)

    YanıtlaSil
  4. bu oyunu iki kere izledim hatta ikinci kez izlediğim ilk oyun, ilk izlediğimde pek beğenmemiştim ama ikincisinde daha bir beğendim
    oyunu önden izleyip içinde olmak çok önemli, arkalarda olunca çok şey kaçıyor, dediğin gibi sesler pek duyulmuyor
    ben de birbirleriyle sürekli atışma içinde olan anlatımlarını farklı bulup beğenmiştim, danslar olmasa bile şarkılar da hoşuma gitmişti
    bir de ben bu oyunun bazı oyuncularıyla ara sıra buluşup sohbet etme fırsatı da buldum :)
    ayrıca ben de bu oyunun yorumunu blogumda mavi renkle yazmıştım bu da bir tesadüf olsa gerek :)

    YanıtlaSil
  5. evet önde oturma konusunda haklısın önde oturduğum oyunlarda daha etkileniyorum arkalarda bazı şeyler duyulmuyor. ama bu oyunda en çok aklımda kalan dediğin gibi şu ip çekerken bacaklarını da yukarı çekip şarkı söylemeleriydi ha hu diye. komik gelmişti bana:) sohbet etmen de şahane olmuş :)

    YanıtlaSil

Her türlü soru, eleştiri, isteğinizi, görüşünüzü lütfen hakaret içermeyen cümlelerle yazın. Seve seve hepsine cevap veriyorum...