21 Şubat 2015

Kadından Kentler * Murathan Mungan

Murathan Mungan benim her zaman sevdiğim yazarlardan biri olmuştur. Çok önce okuduğum kitapların bile ayrıntılarını hatırlamasam da etkilerini hala hissederim. Yedi Kapılı Kırk Oda, Üç Aynalı Kırk Oda, Yüksek Topuklar, Aşkın Cep Defteri kitaplarını okuyup hepsini çok sevmiştim. Genelde bir yazarın tüm kitaplarını okumayıp her yazarın bir kitabını okumak gibi bir düsturum olsa da Murathan Mungan ne okuyacağımı bilemediğim zamanlarda bana yardımcı olmuştur. Hem de hiç beklemediğim sürprizleriyle...
Kadından Kentler isimli kitap tabi ki ismiyle beni cezbetti öncelikle... Şehir ve kadın ikilisinden çok iyi kitaplar çıkar genelde... Bu kitapta da farklı şehirlerdeki farklı karakterdeki kadınlar anlatılmış kısa hikayelerle... Bu hikayeler birbirinden bağımsız gibi görünse de sonunda hepsinin bağlanması hoş bir durum yaratmış...
Kadınların gözünden anlatılan hikayeleri bir erkek yazınca her zaman merak ederim... Bazen erkeklerin kadınları çok iyi anladıklarını fark ederek şaşırırım... İşte bu duygularla kitaba başlamıştım...
Kitapta 16 hikaye bulunuyor. Hikayelere bir heyecanla başlayıp hızlıca okusam da daha sonrasında oldukça yavaş bir okuma oldu... Kitaptaki kadınların kadın olduklarına inanamadım bir türlü... Beni hiç bir hikaye yakalamadı... Doğru kelimeleri bulmaya çalışıyorum ancak bütün kadınların tek kalemden çıktığı ve erkeksi sertliği taşıdıkları çok belli oluyordu... Yazarı sevsem de bence kadınları anlatamamış... Net yani bu:) Söyliyeceklerim bu kadar:) 
Sevgiler


20 Şubat 2015

Küçük Kara Balık * Samed Behrengi

Yazarı: Samed Behrengi
Kapak tasarımı: Mehmet Sönmez
Konu:Özgürlüğü arayan bir balığın mücadelesi
Türü:Masal
Yayınevi:Can Yayınları
Anadilinde basım tarihi: Nisan 2007
Sayfa sayısı: 115


Küçük Kara Balık... Küçük Kara Balık... Ne okumalıyım diye arayışa başlayanların mutlaka karşısına çıkan çocuk kitabı... Ancak yetişkinler de birçok dersçıkarabilir durumları...
Geçenlerde fırsat bu fırsat deyip bir DnR alışverişimde özellikle Can Yayınları'ndan kitabı almak istedim. Çünkü çeviri ve resimleri övülüyordu.
Tabi ki kolay bir okuma oldu ve kısa sürdü. Çünkü zaten çok ince ve kolay anlaşılır bir kitap...
Kitapta dahil olduğu hayatın ötesini görmek için mücadele veren bir balığın hikayesi anlatılıyor. Evet bayağı spoiler vermiş olabilirim ama zaten küçük hikayemizde büyük olaylar ya da olay düğümleri bulunmuyor. Esas olan aslında basit bir hikayeden derin manalar çıkarabilmek ancak ben kitabın bu öngörüyü doyurduğunu düşünmüyorum. Yani tamam hoş bir hikaye ama insanı derinden etkileyen ya da müthiş ilhamlar veren bir hikaye değil, Küçük Prens kitabıyla karşılaştırılacak türden hiç değil... 
Beni en son rahatsız eden durumsa bu kitabın bir çocuk kitabı olarak lanse edilmesi. Ben bu kitabı çocuğuma okuyarak beraber okumak için elime aldım ancak hikayenin başında farklı diyarlara yolculuk etmek isteyen küçük balığa edilen hakaretler ve ailesinin tanıdıklarının küçük balığı öldürmek istediği yerlere gelince tabi ki küçük bir çocuğa okumayı durdurdum. Yani "balık dünyası" nda bu işler farklı yürüyor olabilir ancak özgürlük düşüncesini aşılamaya çalışan bir kitapta bence çocukları korkutacak olaylar ya da onlara kötü örnek olucak sözler sıkça geçmesi pek de sağlıklı gelmedi.
Ben bayılmadım ama okunabilir. Ancak bir çocuk kitabı olduğunu sanmıyorum...

"Kitapları dünyanın birçok diline çevrilen, İran şahlık rejiminin muhalif yazarı Samed Behrengi'nin en ünlü iki kitabından biri olan Küçük Kara Balık12 Eylül Darbesi sürecinde Türkiye'de yasaklandığı gibi, halen İran'da da yasaklı kitaplar listesinde bulunmaktadır. Çocuklar için yazılan bir masal kitabı olmanın ötesinde, adalet, eşitlik, dogmayı sorgulama, direnebilme kavramları vurgulayan bir başyapıt sayılan eser; Türkiye'de Adana Devlet Tiyatrosu tarafından M.Şekip Taşpınar yönetiminde 2008-2009 sezonunda sahnelenmiştir. Behrengi, bu kitapla dünyanın birçok yerinde tanındı ve sevildi, diğer önemli eseri olan Bir Şeftali Bin Şeftali de Küçük Kara Balık kadar tutulmuştur. Yedi yaş üstü masal kitabı olarak önerilen yapıt, Bratislava ve Bolonga Dünya Çocuk Kitapları Fuarlarında ödüller almış , farklı çevirmenler tarafından Türkçeleştirilmiş olup, Türkiye'de ilk basımı 1975 yılında olmuştur. Küçük Kara Balık, Mehmet Sönmez'in çizimleriyle nitelikli bir anlam kazanmış olup, her yaştan okuyucuları tarafından "Dünyanın en devrimci balığı" olarak yorumlanmaktadır."





19 Şubat 2015

Banko * Henri Charriere

Öncelikle bu kitap Kelebek kitabının devamı... O yüzden onu okumadıysanız bu yazıyı hiç okumamanızı tavsiye ederek başlıyorum söyliyeceklerime... Hatta Kelebek yorumum için şuraya tıklayabilirsiniz.
Banko, nam-ı diğer Kelebek'in hapisten kurtulduktan sonraki hayat macerasını anlatan bir kitap. Evet Kelebek yazımda ıkına sıkıla bahsedemediğim üzere, Kelebek 13 yıl sonra bu zindanlardan kurtuluyor ama sonra ne yapıyor sorusunu bulmak için yazılmış Banko...
Çoğu yerde Banko'nun Kelebek kadar akıcı olmadığı yazılmışsa da ben daha çok beğendiğimi söyleyebilirim. Neden derseniz...
1- Birinci kitaptaki kadar kişi ve yer ismi yoğunluğu olmadığından kitaptan kopmadım
2- Kelebek'in bütün kişiliğini, hayatını, hayata bakış açısını bu kitapta öğreniyoruz. Yani birinci kitapta hapishaneden kaçmaya çalışan Kelebek'i görüyorsak bu kitapta çocukluğundan yaşlılığına Henri'yi tanıyoruz.
3- İlk kitapta onu kaçma yoluna sokan "intikam" motivasyonunun bu kitapta nerelere gittiğini çok samimi anlatımla anlıyoruz.
4- Kelebek kitabının nasıl ne zaman hangi şartlar altında yazıldığını da anlatıyor Charriere..
Hep ilk kitapta düşündüğüm evet bu adam kaçmaya çalışan bir mahkum ama daha fazlası macera düşkünü bir adam aynı zamanda duygusu bu kitapta perçinlenip, kendi ağzından "serüvenci" olmanın sevincini de okuyoruz.
Hayatla inanılmaz bir bağ kurmuş bu adamla uzun bir süre geceli gündüzlü haşır neşir olmanın sevincini yaşamaktan mutluyum. Okunur okutulur efendim...
Sevgiler

18 Şubat 2015

Kelebek * Henri Charriere

Yıllar önce okumuştum Kelebek'i... Kitapla ilgili pek birşey hatırlamasam da kitabı kapattığımda "vay be" dediğimi hatırlıyorum:) Evet kitap büyük bir mücadelenin hikayesiydi hem de gerçek bir hayat hikayesi...
Yıllarca en çok sevdiğin kitaplar sorusunun cevabında mutlaka Kelebek yer almıştı benim için. Ancak hatırlayamadığım bir kitap için artık çok yorum yapamayacağımdan tekrar okumaya karar verdim. Bu sefer farklı bir yaşta farklı bir tecrübeyle...
Kitabın sonunu hatırlamam okurken çok akıcı gitmemesine sebep oldu benim için bu kez... Hadi artık sona ulaşsın duygusuyla okudum doğrusu. Ancak yine de hikayenin eşsizliği ve Fransa'daki adelet ve ıslah etme(!) aşamaları hakkındaki tespitler hala sağlam temellerde duruyordu...
Hikaye, gençliğinin baharında Fransa'da bir adamın işlemediği bir cinayet suçundan yargılanarak müebbet kürek mahkumu cezasını almasıyla başlıyor. Ne suçun ayrıntılarını ne de bu genç adamın önceki yaşamı hakkında bir bilgiye sahip olmadan hapishanedeki yaşamıyla hikaye başlıyor.
Hapishaneye düştüğü andan itibaren aklında tek bir şey var bu adamın..."Kaçmak"...