25 Mart 2015

Ejderha Dövmeli Kız, Ateşle Oynayan Kız, Arı Kovanına Çomak Sokan Kız (Milenyum Serisi) * Stieg Larsson

 Mutlaka bir yerlerde duymuşsunuzdur Ejderha Dövmeli Kız kitabını ya da görmüşsünüzdür. Milenyum serisinin ilk kitabı kendisi. Ben de arkadaşımda görünce elimde okunmayan kitaplarıma inat serinin 3 kitabını aldım geldim eve. Baya övülen bir kitap olması dolayısıyla hemen okunmaya başladım. Beklentilerim üst seviyedeydi... Hepsini okuyup yorum yapmanın daha doğru olduğu inancıyla son kitabı bitirir bitirmez bu yazıyı yazıyorum. Kolları sıvayıp birinci kitaptan başlıyorum ancak spoiler yani kitapla ilgili ipucu vermemeye dikkat edeceğim. Yani yazıyı okumayı bitirince "anam sonunu öğrendim ya ben" gibi bir durumunuz olmayacak:)
Dediğim gibi birinci kitabı büyük bir beklenti ve istekle okumaya başladım ki itiraf etmeliyim bu beklentilerimi de karşıladı doğrusu. İlk kitabı çok kısa bir süre sonunda bitirip ikinci kitaba aceleyle geçtim. Ancak biraz konusundan bahsetmek doğru olur. Öncelikle kitap bir polisiye- macera kitabı... Ben Grange ve Dan Brown dışında bu türe pek aşina değilim. Yani polisiyeler içindeki yerini bilemem ancak bence oldukça insanı içine çekiyor hikâyesi...

Canım Aliye Ruhum Filiz * Sabahattin Ali

Bir instagram hesabında gördüğüm şu cümle üzerine koşarak gidip aldım kitabı. Öylesine vurdu. ''Sen nasılsın ? Keyfin yolunda mı ? Sevgilim , Filiz'im nasıl ? Onun bir fotoğrafçıda,hiç olmazsa vesikalık bir resmini çıkartıp gönder.Kendinin de bir resmini yolla.İkinizi de fevkalade göreceğim geldi .''. Aslında çok vurucu bir cümle olmayabilir bu, çoğu insan için...Ancak bu kadar samimi, net bir şekilde özlemlerini, sevgisini belirten bir babayı okumak istedim. Sabahattin Ali olsa da olmasa da...
Sabahattin Ali bu sefer karşıma usta kalem, hikayelerin büyücüsü olarak değil; seven, sevilen bir sevgili, koca, baba olarak çıktı. Havalı bir yazar değil, sorumluluk sahibi, zorluklarla mücadele eden ve hiç yılmadan işleri yoluna koymaya çalışan bir aile direği... Kızı Filiz'e olan sevgisi, onu iyi yetiştirmek için olan çabası, eşi Aliye'ye olan bağlılığı ve en zor zamanlarda bile eşinin naz ya da üzüntülerini gidermeye çalışması... Sabahattin Ali gerçek insanlardan... Tabi ki eşinin mektuplarını kitapta göremiyoruz o yüzden bazı durumları, söylenenleri anlamak zor oluyor ama zaten kitap birbirine bağlı mektuplar ve olaylardan oluşmuyor. Mektup derlemesi olarak basılan kitap, yaşanılanların hafif bir yansıması olarak kalıyor bugüne... Her mektubun Osmanlıca orjinalinin de yan sayfada bulunması şahane...

24 Mart 2015

Bir Alex Değilim, Olsa Dükkan Senin, Olur Öyle * İstiklal Akarsu


Bir Dizüstü Edebiyatı eseriyle daha karşınızdayım. Aslında pek niyetim yoktu bir seriye başlamaya ancak serinin son kitabını indirimde diye alınca diğer iki kitabını da almak zorunda kaldım:)

İstiklal Akarsu gerçek ismini kullanan fenomenlerden. Ben daha önce kendisini hiç duymamıştım... Of konuya giricem. Bu üç kitabın tamamında sanırım yüzümde sadece bir kez gülümseme oluştu... Sözde komik hikayelerini anlatıyor kendisi ama baya ergen erkek düzeyinde... Yazlıklarındaki sarhoş abiyle maceralar, babasının futbol aşkı, askerliği, kızlarla takılması filan derken kitap bitiyor ve "olldu o zaman" diye kalıyorsunuz. Yok yani hiç olmamış... Bir de genelde bu tür yazarlar hani çok aksiyon dolu yazmasalar da kişilik olarak bir taraftan sizi çeker, sempatik gelir vs. Bir de itici yahu:) Okuduğum en kötü dizüstü kitabıydı kendisi. Bir dizüstü edebiyatı kitabı okurken insan sıkılır mı. Ben çok sıkıldım. Okuyanlarınızdan yorum beklerim efendim
Sevgiler