Geçen günlerde canım şöyle hafif, hızlı akan kitaplardan birini okumak istemişti. Kitaplığımda bu duruma en uygun kitap ise Kış Bahçesi gibi duruyordu... Yanılmışım...
Bir ailenin birbiriyle olan bağlarını anlatan bu romanın arka planında bir masal var... Bu masalın iki kızına karşı çok soğuk olan anneleri yalnızca bir bölümünü anlatmış ve zaten artık masal anlatmayı çoktan bırakmış...
Kızlar artık birer yetişkin olsa da anne ve kızları arasındaki bağı sağlamak isteyen babaları kızlarına son nefesini vermeden tek bir vasiyet bırakıyor: "Annenize masalın tamamını anlattırın..."
Ve kızların renk körü, beyaz salı, parlak mavi gözlü, soluk yüzlü, rus kökenli bu soğuk kadına masalın tamamını anlattırarak bir bağ kurmak istemeleriyle yolculuk başlıyor. İlk 200 hatta 250 sayfasında konuların çok ilerlediğini söyleyemeyeceğim. Meredith ve Nina isimli birbirinden iki farklı karaktere sahip iki kızın hayatları ve annelerine karşı duruşları anlatılıyor... Anneleri ise babalarının acısını yaşayan "soğuk kadın" imajından öteye geçemiyor. Bu bakımdan onların günlük yaşamları gün be gün ayrıntılı olarak anlatılıyor. Evet karakterleri gözünüzde canlandırabiliyor hatta gerçek olduklarını düşünüyorsunuz kimi zaman. Ancak bu tanıtım kısmı bu kadar uzatılmalımıydı bilemiyorum...
Kitabın yarısından sonra ise asıl hikaye başlıyor ve kitap boyunca ara ara anlatılan masalın düğüm noktalarına ulaşılıyor. Annesinin kocasına bu kadar aşıkken kızlarına neden bu kadar soğuk olduğunu işte bu düğümün çözülmesiyle anlıyorsunuz...
Bu tarz popüler kitapların dilini biliyorsunuz ya da tarzını... Bu kitap onlardan anlatım açısından bir tık daha yukarıda... Yani kadınların duygularını, yaşayış tarzlarını, farklı karakterleri kafanızda oluşturup; empati kurmanıza yardımcı olacak cümleler bulabiliyorsunuz...
Araya serpiştirilmiş masalın, merak uyandıran yönü dışında üslubu da beni şaşırttı. Çünkü sanki gerçekten anneleri tarafından anlatılıyor gibi yazarın genel hikayeyi anlatışından farklı bir üslup görüyorsunuz ki bu da okumayı daha zevkli kılıyor. Kızlarıyla beraber, annelerinin ne anlatacağını merak eden gizli bir göz oluveriyorsunuz...
Başta dediğim gibi kitabı eğlencelik bir kitap olarak elime almıştım. Ancak hikayenin sonlarına yaklaştıkça anlatılan oldukça üzücü olaylar sizi bu popüler eğlencelik kitap durumundan çekip çıkarıyor... Sıkça karşılaştığım yorumlar gibi ağlamasam da içimin karardığını itiraf etmeliyim...
Kristin Hannah ı ilk kez okudum ve bence anlatımının inceliklerine dikkat etmesi ve karakterleri iyi oturtması bakımından bu tarz popüler kitaplar arasında biraz daha öne çıkıyor.
Hüzünlü hikayeleri seven anne kızlara tavsiye ederim...
Sevgiler
Kitabın illk yarısında sıkılıp,ikinci yarısında bayıla bayıla okumuştum.Kristin Hannah'nın 3 kitabını okudum şu ana kadar,favorim Kış Bahçesi'dir :)
YanıtlaSilHmm iyi bir seçim yapmışım o zaman yazardan ilk okuduğum kitap için:)
Sil