Vee bir tiyatro oyununa daha gittim. Elimdeki kitabı bir türlü bitiremedim ama tiyatro oyunlarıyla arayı kapatmaya çalışıyorum... Salondan girince buz gibi havayı geride bırakıp sıcacık tiyatro sahnesiyle dekoruyla karşılaşmak yağmur yağarken elinde kahveyle pencere kenarında kitap okumanın verdiği huzuru veriyor... Öncelikle oyunun dekoruna bayıldım eski bir sandalye eski kitaplık ciltler dolusu kitaplar eski bir daktilo deri koltuk pencereden görünen manzara bile çok gerçekçiydi. Oyunun geçtiği oda bir tiyatro dekoru değil yaşanmış bir oda duygusunu veriyordu.. Sonra ışıklar kapandıı ve sahne...
Ha unutmadan ışıkların tekrar açılması biras uzun sürdü ama öyle sözü edilecek cinsten değil. Ancak seyirci gülmelere başladı fena halde. Anlamıyorum hiç gülmek için bahane arayan en ufak bir kusurda dalgaya başlayan bir millet değildik biz... Çoğunluğu üniversite öğrencisi olan seyirci topluluğu ilkokul ruhuyla davranmasını anlayamadım.. Neyse bakalım oyunda kimler oynuyor kim yazmış nasıl bir konusu varmış. Fotoğraflardan dekora bakabilirsiniz. Malum fotoğraf çekimi yasak olduğundan internetten kullanıyorum fotoğrafları...
Ha unutmadan ışıkların tekrar açılması biras uzun sürdü ama öyle sözü edilecek cinsten değil. Ancak seyirci gülmelere başladı fena halde. Anlamıyorum hiç gülmek için bahane arayan en ufak bir kusurda dalgaya başlayan bir millet değildik biz... Çoğunluğu üniversite öğrencisi olan seyirci topluluğu ilkokul ruhuyla davranmasını anlayamadım.. Neyse bakalım oyunda kimler oynuyor kim yazmış nasıl bir konusu varmış. Fotoğraflardan dekora bakabilirsiniz. Malum fotoğraf çekimi yasak olduğundan internetten kullanıyorum fotoğrafları...

Yöneten: Işıl Kasapoğlu
Giysi Tasarımı: Gülümser Erigür
Işık Tasarımı: Önder Arık
Müzik: Cenap Oğuz
Yönetmen Yrd.: Gülen Çehreli
Asistan: Tuğçe Şartekin Karasu

Bülent Emin Yarar
Yetkin Dikinciler
Gülen Çehreli
Cenap Oğuz
Sahne Amiri: Reşit Arslan
Kondüvit: Emre Akgül
Işık Kumanda: Serdar Yaman
Dekor Sorumlusu: Taner Tan Serdar Erman
Konusu: Dünyaca ünlü Sırp yazar Duşan Kovaçevic, Yugoslavya’ daki büyük dönüşümden önceki ve sonraki toplumsal-politik yaşamı, bir entelektüelin yaşam öyküsü içinde, kara-komedi türünde ve ironik bir üslupla anlatıyor. 40 yaşlarında bir edebiyat adamı, bir sekreter ve bir gizli polisin sürprizlerle dolu soluksoluğa izlenecek hikayesi.


Oyunun başında Theo nun seyircilere sorduğu bir kişi insanın geçmişini değiştirebilir mi sorusu da oyunda cevap buluyor. Bu iki kişinin hayatlarındaki üzüntüler mutluluklar bir arada tutuyor. Hem de tamamen farklı iki insan... Günlük uğraşlari çinde takım elbiseli olağan sıradan monoton hayatların bir buçuk saat içinde nasıl farklı olduğunu ne iniş çıkışlar olduğunu kişiliğine ne tür zayıflıklar kompleksler yaralar yetenekler görüşler olduğunu görüyorsunuz. İşte bu dağılma sahnelerinden biri...,
Önce hikayenin sadece Theo olduğunu düşünseniz de sonra ülke yönetim siyaset ideolojiler ve o paltolu adam da işin içine giriyor ve kimi zaman gözlerinizin dolduğu kimi zaman ciddi ciddi düşündüğünüz kimi zaman da fena halde güldüğünüz muhteşem bir oyun çıkıyor ışıkların altında küçük bir odada...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Her türlü soru, eleştiri, isteğinizi, görüşünüzü lütfen hakaret içermeyen cümlelerle yazın. Seve seve hepsine cevap veriyorum...