2011 Tiyaro sezonunda İstanbul Devlet Tiyatrosu yapımı olarak Cem Emüler 'in yönetmenliğinde Türkiye prömiyeri yapılmış tiyatro oyunudur.
Oyunun yazarı Wajdi Mouawad
Çevirmeni: Cem Emüler'dir.
Oyunun yazarı Wajdi Mouawad
Çevirmeni: Cem Emüler'dir.
Yönetmen Yardımcısı: Tansel Öngel
Dekor Tasarımı Ali Cem Köroğlu
Giysi Tasarımı: Gülhan Kırçova
Işık Tasarımı: Akın Yılmaz
Müzik: Koray Kahraman
Dramaturg: Egemen Arslan
Dekor Tasarımı Ali Cem Köroğlu
Giysi Tasarımı: Gülhan Kırçova
Işık Tasarımı: Akın Yılmaz
Müzik: Koray Kahraman
Dramaturg: Egemen Arslan
Oyuncular: Emel Göksü Keleş, Fatma Öney, Murat Karasu, Tansel Öngel, Iraz Yöntem, Gökçe Erinç, Veda Yurtsever İpek, Atilla Can Çelebi, Fatih Sarı, Vedi İzzi.
Oyun Konusu: Erkek egemen değerlerin hakim olduğu, savaşların yaşam biçimine dönüştüğü, işgal edilmiş topraklardan koparılmış mültecilerin kamplarda yaşamak zorunda kaldığı bir coğrafyada, çocuğundan koparılmış bir kadının, diğer iki çocuğunun hiç tanımadıkları babaları ve varlığından bile haberdar olmadıkları ağabeylerini bulmaları için planladığı yolculuğu konu almaktadır. Böylece ikizler geçmişlerindeki korkunç sırrı keşfederlerken, annelerinin ve genel olarak Ortadoğu coğrafyasının kan, acı, yoksulluk, cehalet ve öfkeyle yoğrulmuş hayatlarıyla yüzleşirler.
Oyun çok etkileyici ve insanın aklında kalıyor. Bir iki gün geçmesine rağmen hala etkisindeyim. Bir kadının savaş ortamında mücadelesini anlatıyor oyun ve bir kadının sırf kadın olmasından dolayı dramını..
Oyunda bu üç kadın üç farklı dönemini anlatıyor bir kadının... Soldan sağa 20'li yaşlar, 60'lı yaşlar, 40'lı yaşlar ını...
Hepsi de mükemmel oyunculuklardı. Özellikle 60'lı yaşları canlandıran Emel Göksu Keleş harikalar yaratıyor. Ancak 40'lı yaşlarda söylenilenleri pek duyamadım çoğu yerleri kaçırdım dikkatle dinlediğim halde. Hatta dikkatle dinlerken birden silah patladı sıçradım yerimden bütün salon da öyle oldu:)
Bütün hikaye bir kadının ölümüyle ve vasiyetinin en yakın arkadaşı noter tarafından açılmasıyla ortaya çıkıyor. İkiz çocuklarına da abileri ve babalarını bulmaları vasiyet ediliyor. Bu sahnede de erkek ikiz çocuk Simon kendisini yeteri kadar sevmediğini düşündüğü annesinin bu vasiyetine şiddetle tepki gösteriyor. Ve hikaye başlıyor...
Sevdiğinden hamile kalan Nevval'in annesiyle konuşması ve bebeğinden ayrılmak zorunda bırakılması anlatılıyor. Savaş ve fakirlik ortamında kadının maruz kaldığı şiddetin baskının bir kadının bebeğinden bile ayrılması olarak kendini göstermesi...
Aralarında çok büyük aşk olan bir kadın ve erkeğin erkek egemen toplumdaki dayatmalarla ve bir iç savaş saçmalığı ortamında ayrılmaları ama birbirilerinden ümit kesmemeleri...
Nevval'in bir birey olabilmek düşünebilmek için okumayı seçmesi ve Lübnan'daki kamptan ayrılması..Oğlunu sevdiğini aramak üzere yola çıkması yanında yoldaşı Sevda ile...
İki zamanlı olarak ilerleyen oyunda hem geçmiş hem şimdiki zamanda ikizlerin annelerinin geçmişini çözme arzusu başarılı şekilde işlenmiş. Sahnede geçmiş ve şimdinin kesişmesi çok etkileyici kurgulanmış... Burda da annesinin sessizliğini dinleyen kızı ve bütün bunları saçma bulan oğlu...
Böyle fotoğraflardan gidiyorum kesik kesik çünkü bütün hikayeyi anlatmak istemiyorum ancak öyle bir öyküsü var ki anlatmaya başlarsam sonunu getiririm ve güzelliği bozarım diye korkuyorum.
Oyunun arkasında bir perde üzerinde fotoğraflar geçiyor ama benim seyrettiğim yerde dekorun arkasında kalması dolayısıla bu şekilde net görülmedi ve etkileyiciliği azaldı fotoğrafların çünkü hep belli bir kısmını gördük..
Savaşın ve kadınların çektiklerini anlatmakta oldukça çarpıcı bir oyundu. Sahnenin karanlık olması kimi zaman bazı yüzleri görmemi engelledi. 2.5 saat süren oyunda bazı replikler çok tekrar içeriyordu. Birden fazla duyduğum hikayenin özeti artık sonlara doğru sıkmaya başladı beni. Bir süre sonra özellikle sonlarda tamam anladım hikaye ilerlesin sonuca ulaşsın iç sesim beni rahatsız etti:) Bazı yerlerde uzayan didaktik tiratlar da gereksiz geldi bana çünkü yeterince o duygu geçiyor insana herşeyi gözüme sokan hikayeleri pek sevmiyorum.
Oyun oynanırken ne kadar idealist olursan ol ne kadar okumuş olursan ol en sonunda bir insanın sırf kadın olduğu için madur duruma düşmesi ve pes etmesi çok acı olduğunu düşündüm. Nevval sadece kadın olduğu için bunca acıları ayrılıkları çekmek zorunda kaldı... Cehaletin savaşın vahşetin bir dünyayı yavaş yavaş yok etmesi kadından başlıyor sanırım... Gidin seyredin seyretmeden önceki gibi olmayacaksınız...
Oyunun etkisi hala sürmekte desem yalan söylemiş olmam. En son kısımda seyircilerin aayyy , neeeee ,yok artık , olamaz gibi şaşırma ünlemleri hala aklımdadır. Fakat konunun yinelenmesi oyundan kopma etkisi yaratıyor. Ayrıca sürenin biraz daha kısa tutulabileceğini düşünmekteyim. Saat 11 'i geçiyordu oyundan çıktığımızda . Yine de mutlaka izlenmeli.
YanıtlaSilEvet biraz uzayan bir durum var. Sürekli sahnenin karanlık olması da insanı belli bir saatten sonra boğuyor. Biraz daha kısaltılabilir bence de. Bu arada hoşgeldiniz bloguma tiyatro seven birini bloguma konuk etmek çok güzel
SilTeşekkür ederim gerçekten de hoşbuldum =) Tiyatronun yeri benim için çok ayrı. İlerleyen zamanlarda hemen her postun altında yorumumu bulabilirsiniz =) Yazmam gereken bir sürü tiyatro ve kitap postu olan her telden bir şeyler yazdığım bir blogum var =) Ben de beklerim http://rebelsea.blogspot.com/
YanıtlaSilyorumlarınızı bekliyorum:) blogunuza baktım dizaynı çok hoş. uzun uzun okuyacağım daha sonra.
SilTeşekkür ederim fazla nazik bir yorum olmuş =) İlgilenmek için biraz zamana ihtiyacım var . Böyle güzel bloglar okuyarak idare ediyorum artık =)
YanıtlaSilyo gerçekten beğendim hatta bir iki okuyup yorum bile yaptım:)
SilEvet biraz geç oldu ama gördüm. Hemen yanıtladım bile teşekkür ederim =)
YanıtlaSilben de çok teşekkür ederim şahane yorumların için
Silben bu postu görmemişim daha önce..
YanıtlaSilmüthiş bir oyundu.bende çok beğenmiş ve etkilenmiştim.
süre konusunda da arkadaşa katılıyorum uzun sürmüştü ama değerdi.
Konuyu okuyunca incendies filmine benzettim ben ama aynı mıdır acaba?
YanıtlaSilFilmi seyretmemiştim ama baktım şimdi evet bu oyundan uyarlanan bir filmmiş kendisi. İsimler bile aynı:) Sağol paylaştığın için
Sil