Okunacak kitaplar listeme bir kaç tane de klasik eklemiştim. Onlar arasında Babalar ve Oğullar da vardı. Ancak okumam biraz aceleye geldi aslında.
Şöyle ki: elimde iki tane bu kitaptan vardı ve birini vikitap a takas etmek için takas listeme eklemiştim. Sonra bunu unutup birini arkadaşıma hediye ettim. Sonra bunu da unutup takas listemden silmemişim. Vikitap tan takas etmek için mesaj gelince apar topar bitirip gönderdim. Karşılığında da Üstün Dökmen den Küçük Şeyler kitabını aldım. Eh iyi oldu hem bir kitap bitirmiş ve yeni bir kitap edinmiş oldum... Vikitap ne ola ki derseniz burada yazmıştım uzun uzun.
Kitaba gelirsek, fotoğrafını internette bulamasam da Goa Yayıncılık ın basımını okuduğumu belirtmeliyim.
Kitap ise, Rusya daki çiftlik hayatı ve modernleşme arasında kalmış iki gencin arkadaşlığı ve onların ailelerini ziyaret etmesiyle ortaya çıkan olayları anlatıyor... Son derece anlaşılır, sade bir dili olan romanda çok büyük olaylar dönmese de genelde fikirler, konuşmalar kitaba hakim olsa da merak uyandırıcı bir yanı var doğrusu. Klasikler deyince herkesin aklına gelen 'sıkıcı' ibaresi de bu kitapta da beni karşılamadı.
Babaların ve oğulların çatışmalarını bekliyordum ancak merhametli ve uysal babalarla asi gençler çatışmıyor sadece babalarından olgunluk ve sevgi görüyorlar aslında... Böyle asi gençler filan dedim ama tamamen benim görüşüm yoksa kitapta asla hiç bir karakter için bir yargıda, bir görüş bildirmede bulunulmuyor. Yazarın hangi karaktere daha yakın olduğunu asla anlayamıyorsunuz. Bu da sevdiğim bir tarafı oldu kitabın. E bir kaç da altını çizdiğim oldu:
- " Esiden gençler okuyup öğrenme zorundaydılar. Bilgisiz kalmamayı kafalarına soktularsa, çalışmaktan başka çıkar yolları yoktu, sevse de sevmese de. Ama şimdi ' Dünyada her şey saçma' desinler olup bitiyor. Gençler memnun elbet bundan. Oysa eskiden serseri denirdi bunlara, şimdi nihilist diye boy gösteriyorlar."
- " Ama hastanede çalışırken bakmıştım da, hastalığına kızan yüzde yüz iyileşir."
- " Arkadaş olan ve sürekli bir arada bulunan gençler, çoğu aynı şeyleri düşünürken yakalarlar birbirlerini."
- " Ah evet, mezarın içinde saklı olan yürek ne kadar tutkulu, günahkar, serkeş olursa olsun; üstünde biten çiçekler, saf gözleriyle sakince gözetlerler bizi; bize söyledikleri yalnızca sonsuz barış, 'ilgisiz' tabiatın derin sessizliği değildir. Onlarla biz hayatın ölümsüzlüğünü ve sonsuz huzuru yeniden anlamaya çalışırız."
İyi Okumalar
Mimledim canım :)
YanıtlaSilhttp://yarbanabireglencee.blogspot.com
Mim çok güzelmiş cnm yapabilirsem yapacağım bi ara:) tşkler
Sil