19 Temmuz 2013

Otomatik Portakal * Anthony Burgess

Hani bazı kitaplar vardır, sosyal irdeleme ve eleştiri yapacağım derken lafı dolandırır, süsler püsler, söylemek istediklerini sanki okuyucu aptalmışcasına gözüne sokar... İşte Otomatik Portakal belki de bu işin nasıl yapılacağını anlatan en iyi kitaplardan biri bana göre...
Kitabı okumadan önce farklı bir şeyle karşılaşacağımı az çok tahmin etmiştim. Hatta biraz da karamsar bir kitap olduğunu düşünüyordum. Aslına bakarsanız başlarda "bu ne biçim kitap ya..." diye düşünmedim de değil. Bir kaç serserinin şiddet dolu ve kanunsuz sokaklarda türlü rezaletler çıkarmasını seyrediyorduk ana karakterin bol küfürlü diliyle... Kitap ilerledikçe o rezaletlerin hepsi olay kurgusunda yerli yerine oturdu birer anlam ifade etmeye başladılar...

Anti kahramanımızın da aslında bir insan olduğunu görmeye başlayıp bu sefer onun tarafını tutmaya başladığımı hissettim ilginçtir... Hükümet ve muhalefet kavgası arasında kalmış bu gencin gözlerinden bu sefer rezaletler yerine doğru çıkarımları görmeye başladım...
Hikayenin bana göre en dokunaklı tarafı ise müzikle ilgili olan kısımlarıydı...
Yazarın kurguladığı argo diliyle kitabın farklılığı artsa da bence asıl farklı olan bütün düşünme işini okuyucuya bırakması ve kötü ve iyi arasındaki kesin çizgileri kaldırması... Zaten asıl amacı insanları eleştirmek değil, irade ve müeyyideler arasındaki dengenin bozulması durumunda yaşanacak yıkımları derinden hissettirmek...
Ha diğer taraftan hakkında çok fazla şey duyduğum bu kitap hakkında beklentilerimin artması nedeniyle, yazarın derin sorunlara cevap arama yolculuğu bana kitap mükemmeldi dedirtemedi. Ama yine de konunun ve anlatımın diğer kitaplardan çok farklı olması nedeniyle herkesin bir kere okuması gerektiğini düşündüğüm kitaplardan oldu...

Altını Çizdiklerim:

  • İyiliğin sebebini aradıkları yok, öyleyse niye tersini merak ediyorlar ki?
  • Bu fesat dünyada her şeyin önemli olduğunu çakozlayabiliyordunuz.
  • Ama sokağa çıktığımızda, düşünmenin salaklara göre olduğunu ve akıllıların ilhamı ve Tanrı'nın gönderdiklerini filan kullandıklarını çakozladım.
  • "Parti isimlerinin hiçbir anlamı yok. Sadece özgürlük geleneği önemli. Sıradan insanlar ondan vazgeçecektir, ah evet. Daha sakin bir hayat uğruna özgürlüğü satacaklar. Bu yüzden dürtüklenmeleri, dürtüklenmeleri gerekiyor..."
  • Gençlik bitmeliydi, ah evet. Ama gençlik, hayvanmış gibi olmaktır zaten sadece. Hayır, sadece hayvanmış gibi olmak değil de hani şu sokaklarda satıldığını dikizlediğiniz minik oyuncaklardan biri olmak gibidir, teneke ve içi zemberekli ve üstünde kurma kolu olan ve gırr gırr gırr diye kurunca gitmeye başlayan, yürüyen filan minik heriflerden biri olmak gibidir, ey kardeşlerim.
Sevgiler

Instagram da beni takip etmek için tık
Twitter da takip etmek içinse tık tık

2 yorum:

  1. Okumayı düşündüğüm bir kitap. Daha önce bir kaç inceleme daha okumuştum Otomatik Portakal ile ilgili. Çok şiddet içerikli bir kitap olduğunu söyleniyor bunun için kitapla ilgili tereddütlerim olsa da okumak istiyorum.

    Yazınız için teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet şiddet var ancak kitabı okuduğumda aklımda kalan bu olmadı doğrusu. Okunamayacak kadar rahatsız edici bir durum yoktu bana kalırsa.
      İyi okumalar

      Sil

Her türlü soru, eleştiri, isteğinizi, görüşünüzü lütfen hakaret içermeyen cümlelerle yazın. Seve seve hepsine cevap veriyorum...