Şimdilerde kitapçılarda yer edinen kitaplar var. Bu kitaplar dizüstü edebiyatı olarak adlandırılıyor ve popüler blogger ların yazılarının derlemesi ya da devamı niteliğinde kitaplar... Edebi değer taşımasa da belki günlerce aylarca takip ettiğiniz kişinin gerçek bir karakter olarak kitaba girmesi bir bbg evi izleyicisi tarzı yaşatarak merak uyandırıyor okuyucuda... Bu yönden blogları nasıl popüler olduysa kitapları da onları tanıyanlar için popüler. Pucca gibi french oje, pink freud, sami hazinses, onur gökşen gibi bloggerların da kitapları var. Ama pink freud ve pucca yı takip ettiğim için , pucca daha ilgimi çekti diğerlerine göre. Aslında bu kitaplar internet dünyasında ve özel olarak blog dünyasında olanlarla bloggerlar arasında özel bir dünya yaratıyor.
Bu kitapları, yazarlarını, blogları hiç tanımayan kişiler çok ama yine de bu kitapların popüler olması aslında blogların ne kadar güçlenmeye başladığını anlatıyor bize. Bu da güzel bir şey tabi:) Ayrıca Pucca nın dediği gibi kitabı kapattığınızda karakterin hayatını öğrenmeniz onu tanımanız orada bitmiyor. Twitter dan facebook tan köşe yazılarından Pucca ya ulaşmanız onu izlemeniz mümkün oluyor. Bence bu daha da güzel. Bu kitapların kızların özel hayatları formundan çıkarak farklı türlere yayılması okuyucu açısından bir zenginlik olabilir bence.
Pucca nın blogu şu: http://passiflora-rapunzel.blogspot.com/
Ben bu blogu o zaten çoktan tanındıktan sonra gördüm ve okumaya başladım.(Ama şimdi milliyet cafe de yazıyor.) İnanılmaz bir açıklıkla hayatını düşüncelerini sevgililerini ailesini anlatan bu kızın yazıları itiraf etmeliyim ki ilgi çekici. Küçükken ilgisiz bir anne ve üvey baba elinde çeşitli kötü muamelelere maruz kalmış bu kız kendine Marilyn Monroe yu örnek almış. Çünkü o da çocukken kötü günler geçirmiş...Anneannesi örnek vermiş Monroe yu ilk kez Pucca ya...
Gerçek adı Selen olan bu kız büyümüş üniversitede bir çocuğa aşık olmuş ve onunla inişli çıkışlı yorucu bir ilişki sonrası ayrıldığında da bu blogu ondan intikam alma amacıyla açmış. Sonra da devam ettikçe yeni işleri ilişkileri, kompleksleri, küfürleri, zayıflıkları yazmış derken şimdi de iki kitabı var. Bugün ilk kitabı olan Küçük Aptalın Büyük Dünyası nı okudum. O kadar akıcı ki bir günde bitirebilirsiniz. Sanki kızlar yurdunda pijama partisi yaparken çılgın bir kızın hikayelerini dinliyor gibi oluyorsunuz. Aslında mükemmel prenses rollerini oynayanlardan daha asil bir duruş. Kendi neyse anlatıyor. O kadar ki ailesini, halalarını, iş arkadaşlarını, hepsinin iç yüzünü gün gibi açığa vuruyor. Normal hayatına nasıl devam ediyor bilmiyorum doğrusu. Sanırım pek çok düşmanı vardır:)
Görüldüğü gibi çerez bir kitap kafa dağıtmak için bu kızın hikayesini okumak isterseniz tavsiye ederim. Ben sevdim. Kitabı okurken sık sık güldüm iyi geldi doğrusu...Kitabı okurken filmini canlandırdım aklımda ve hoş olur diye düşündüm. Sonra nette biraz bakınca hakikaten gelecek sene Ocak ta filminin çıkacağını duydum ve yaz sonunda da 3. kitabı çıkacakmış ... Gidip alınması gereken bir kitap değil evet ama elinize geçerse bir yerden okuyun derim güler eğlenirsiniz:) Bu da tanıtım videosu:
İyi Okumalar
Zaten merak ediyordum iyice meraklandım. :) Yorumun için teşekkürler.
YanıtlaSilrica ederim
SilDizüstü edebiyat serileri edebi bir değer taşımasa da çok samimi geliyor. Nasıl olsa içimizden birileri. :D
YanıtlaSilevet ben ilk defa okudum ama dediğiniz gibi samimi
SilAlacaklarım arasında kararsızlığa düştüklerimden biri Pucca diğeride Kız Kısmı olması lazım. Teşvikinizle listemde bu kitap onay aldı.
YanıtlaSilKeyifli okumalar o zaman. ben de ikinci kitabı elime bir yerden düşsün diye bekliyorum :)
SilHımm, uygun bir yer bulursam haber ederim o zaman sizi :)
SilTeşekkürler :)
Silfilmini çekmeselermiş keşke.
YanıtlaSilben merak ediyorum nasıl olacağını
SilMoraliniz bozuksa Pucca okuyun :) Pucca ile ilgili söyleyebileceğim başka bir şey yok.
YanıtlaSilHaklısınız ama son kitabın sonlarına doğru üzedebilir:)
SilOkuduğum hatta okurken utandığım en kötü kitaptı
YanıtlaSil