Susanna Tamaro pek tabi ki Yüreğinin Götürdüğü Yere Git kitabıyla tanındı bundan yıllar önce. Ben de bu kitabı okumuş olmama rağmen o kadar uzun süre geçti ki üzerinden kitap hakkında hiç birşey hatırlamadığımı fark ettim. O yüzden Sonsuza Kadar ı yazar hakkında herhangi bir görüşüm olmadan okudum desem yeridir.
Kitap öncelikle sakin sakin okunması gereken bir kitap. Çok beklentiyle okumaya başlarsanız ya da çetrefilli bir olay örgüsü beklerseniz sıkılabilirsiniz.
Bir adamın küçüklüğünden başlayan din ve hayat algısı sonrasında yaşadığı büyük travmatik acıyla kendini kaybetmesi ve tekrar, yaşadığı hayat koşuşturmasından kendine dönmeyi başararak hayatı Tanrı yı sevgiyi dini sorgulamasını anlatıyor. Ama yoğun bir anlatımla, sıkıcı bir dille değil de meltemli bir bahçede çay içerken bu adamı ara ara çimlere bakarak dinliyor gibi hissediyorsunuz kendinizi. Artık bir dağda yaşayan bu adam tamamen kendini yenilemiş hissediyor ve geçmişine ara ara dönüş yaparak hikayesine vakıf olmanızı sağlıyor. Sonlara da doğru da bir düğüm noktası koymuş yazar ama kitapta asıl ulaşmanız gereken nokta o olmuyor zaten. O süreçteki düşünceler duygular daha cezbedici.
Bir adamın küçüklüğünden başlayan din ve hayat algısı sonrasında yaşadığı büyük travmatik acıyla kendini kaybetmesi ve tekrar, yaşadığı hayat koşuşturmasından kendine dönmeyi başararak hayatı Tanrı yı sevgiyi dini sorgulamasını anlatıyor. Ama yoğun bir anlatımla, sıkıcı bir dille değil de meltemli bir bahçede çay içerken bu adamı ara ara çimlere bakarak dinliyor gibi hissediyorsunuz kendinizi. Artık bir dağda yaşayan bu adam tamamen kendini yenilemiş hissediyor ve geçmişine ara ara dönüş yaparak hikayesine vakıf olmanızı sağlıyor. Sonlara da doğru da bir düğüm noktası koymuş yazar ama kitapta asıl ulaşmanız gereken nokta o olmuyor zaten. O süreçteki düşünceler duygular daha cezbedici.
Kitapta en çok dikkatimi çeken de yazar kadın olmasına rağmen hikayesini anlatan baş erkek karakterin çok inandırıcı olması. Erkek olduğu duygusu size geçiyor adamın düşüncelerini aktardığı satırlarında... En çok etkileyen bu oldu beni. Altını çizdiğim güzel cümleler var:
- " Boş zaman deyince akla gelen tek şey eğlenmek oluyor."
- " Acaba yalnızlık duyarlılığı değiştiriyor mu diye ya da insan duyarlılılığı derinleştiği için mi yalnızlığı seçiyor diye düşündüğüm çok oldu."
- " Özgüven sahibi bütün insanlar gibi benim kim olduğumu çok iyi bildiğini sanıyordu ve sorduğu her soru, zihninde yaattığı kalıba uymam için bir girişimden başka birşey değildi."
- " Işığın daimi olarak parıldadığı dünyada gece yoktur ama o dünyaya götüren yol da yoğun bir karanlıkla, yapışkan bir petrol seliyle örtülüdür."
- " Zamanla - başta annem olmak üzere - bu insanların çoğu için pazar günleri kiliseye gitmenin gelenekten başka birşey olmadığını ve orada dinledikleri güzelsözlerin onların hayatların en ufak bir biçimde etki dha etmediğini anladım."
- " Dışarıda var olan, içimizde var olanın aynasından başka birşey değildir. İçimize çöplük muamelesi yaparken, çevremizdeki dünyanın mucizevi bir şekilde bahçeye dönüşmesini bekleyemeyiz."
Kitabın kapağını da çok beğendim renkler çok canlı insana ferahlık veriyor. Almak isterseniz DnR da 5 TL. İlla okunması gereken bir kitap değil ama merak ederseniz okunabilecek bir kitap.
İyi okumalar...
zaten bizimkiler hep çetrefil bekler...
YanıtlaSilsözde edebiyatı seviyorlar...YALAAAN
sizler kitabı sadece hoş vakit geçirme aracı
olarak görüyorsunuz
http://cilginkalabaliktanuzakta.blogspot.com/
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git kitabı ile tanıdım, bir kitabın adı çekmeli ilk başta seni, bilgiler için teşekkürler..
YanıtlaSilbu kitabın adı çekti mi peki sizi
Silevet, ama okumak gelmiyor nedense.
Sil:) gönlünüz ne isterse onu yapın. yüreğinin götürdüğü yere git:)
Silçok güzeldi :) gittim.. gördüm.. yandım.. bildim :)
Silokudunuz mu
Sil