30 Temmuz 2012

Fanfan * Alexandre Jardin / Kitap


 DnR dan aldığım kitaplardan okuduğum bu 3. kitaptı... Fanfan... Çapkın aşık adıyla bir de filmi varmış ama iben izlemedim..
Yazar baş karaktere kendi adını vermiş Alexandre... Soyadını da değiştirerek Crusoe soyadını vermiş ki Robinson Crusoe soyundan geliyormuş bu adam... 

(spoiler)
Hikaye bir adamın sonsuz aşkı bulmak için kendine göre yöntemini uygulamaya çalışmasını anlatıyor baştan sona. Bu amaçla adam hayatının aşkını kucaklayıp hayata birlikte devam etmektense ona karşı bütün tutkusunu aşkını en tepede tutmak için sürekli hasret halinde kalmayı amaçlıyor... Bunun nedeni de ailesinde yaşadığı çok eşli durumlar. Bundan dolayı yaşadığı travmayla bu 20 yaşındaki adam huzurlu ve tekdüze bir hayat için gözüne kestirdiği bir kızla evlenme kararı alıyor ki diğer kıza olan aşkı hep ölümsüz kalabilsin diye. Sonra da bir sona ulaşıyor hikaye.
Ancak kitabın tüm hikayesi bu...Adamın bütün hikayesini kurguladığı bu aşkı yaşamayarak onu zirvede tutma fikri onlarca kez tekrarlanıyor... Bu düşünce uğruna yapılan davranışlar da bir romantik komedi durumu doğuruyor. Buradaki bazı olaylar  ilgi çekici olsa da okunmasından daha çok izlenesi bir hikaye bence. Çünkü ben herhangi bir zeka pırıltısı, bir duygusallık bulamadım... Bir de sürekli kösnük kelimesi geçiyor kitapta. Anlamını cümleden çıkarsam da bir bakayım dedim. Tdk ya göre "eş isteme zamanı gelmiş (hayvan)." mış. Daha çok Kayseri'de kullanılan argo bir kelimeymiş. Çevirmen de bu itici kelimeyi seçmiş nedense.
Fanfan okusanız da okumasanız da olur bir kitap bence. Sanırım filmi daha eğlenceli. Histerik bir biçimde aynı şeyleri düşünen bir adamı okumaktan sıkıldım ben açıkcası. 

Altını Çizdiklerim:

"Bu gençler besbelli kadınları sevmek için yaratıldıklarını ve ancak sevgi dünyasına girdikleri zaman yüceleceklerini bilmiyorlardı."
" Bazı geceler tam bir koca gibi davrandığım oluyordu. Bana söylediği şeyleri duymamış oluyor, bazen de sıradan ilişkimize duygusal bir yön katmayı unutmuş oluyordum."
" Kuşkusuz, tiyatroda bile sahnelense, aşkın, sevginin sürprizler olmaksızın sürmeyeceğini anlamıştı sonunda."
" 'Hızlı yaşamak' demek, berbat yaşamak, her sabah kendini oyun masasına sürmek, sürekli vergi kaçırmak, şiddetli sevgiler, günde on kahve ve kanseri anımsamaz biçimde sigara içmek demekti."
" İnan bana birilerine bağlanmayanlar yalnızca figüranlardır, gerçek oyuncular değildirler."

6 yorum:

  1. ne değerli bir okur
    tebrikler paylaştığınız için
    aklıma takılmışken bir insan sevdiğine kavuşmak istemez mi sevmediğinle ne kadar mutsuz bir yaşam, sevgin sonsuza kadar sürsün diye
    ıııı insan sevdiği ile olmalı bence

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evlililiğin günlük sorunların tutkuyu aşkı öldürdüğüne inanıyor ve hayatının aşkına bunu yapmak istemiyor. ama kitabın hepsini anlatmadım tabi:) hoşgeldiniz bloguma bu arada

      Sil
  2. fanfan'ın filmi hakkında benim de düştüğüm şöyle bi not var;
    http://fiyuvfit.blogspot.com/2012/03/fanfan.html

    ben kitabı da çok iyi buldumm ama sanırım bunda filmi önceden izlemiş olmamın etkisi vardı. önce kitabı okusam eminim bunalırdım. ve şunun altını çizdim kitaptan;

    "ama yaşamın bir parçasıdır kötülük de, tehlike de.
    onunla yüz yüze gelmezse insan, omurgasızlar sınıfına girer.
    aşk, başarısız olma tehlikesini de zorunlu kılar.
    her şeyin bedeli vardır."

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hmm sen baya sevmişsin evet duvar fikri ilginç olsa da çok bayılmadım doğrusu. film kitaba göre çok sığ kalmış kitap da aynı şeyleri tekrardan yorulmuş:)

      Sil
  3. Ben de yazın Can Yayınları kampanyasından almıştım bu kitabı. Okunmayı bekleyenler kervanından:)

    YanıtlaSil

Her türlü soru, eleştiri, isteğinizi, görüşünüzü lütfen hakaret içermeyen cümlelerle yazın. Seve seve hepsine cevap veriyorum...