Shakespeare okumayı bu zamana kadar ertelemiştim. Neden bilmiyorum ama sıkıcı olacağını düşünüyordum. Kitabı her elime aldığımda tiyatro eseri olduğunu gördükçe sanki okumak beni zorlayacak ve yoğun şekilde konsantre olarak okumam gerektiğini düşünüyordum. Ağustos Böcekleri Ağladığında kitabından karakterler sürekli Shakespeare alıntılarıyla konuşunca tekrar okuma isteğim doğdu... Böyle başka büyük yazarlara, kitaplara yönlendiren kitapları ayrıca seviyorum..
Ben Türkiye İş Bankası yayınlarının Macbeth ini okudum ve eser başlamadan önce uzun bir önsöz ü vardı. Önsöz benim gibi hiç Shakespeare okumayanlar için muhteşem bir çalışma olmuş. Kulak dolgunluğuyla az çok yazar hakkında bilgim vardı ancak önsöz benim için çok bilgilendirici oldu. İlk bölümde o dönemin tiyatrosu anlatılıyor.Oyunların nasıl sahnelendiği, seyircilerin tepkilerini, tiyatro sahnelerini kısaca anlatıyor. O dönemin tiyatro sahnelerinin resimleri olunca ayrıca ilgimi çekti:
Daha sonra Shakespeare eserlerinin yıllar içinde nasıl değiştiğini nasıl çağa yorumlandığını anlatıyor. Birbirinden değişik çevirilerin de olduğunu üstüne basa basa anlatınca sanki acaba eserleri orjinalliğini yitirdi mi sorusu aklıma gelmedi değil. Ancak ana fikir baki kalmıştır elbette...
Önsöz ün en önemli kısmı da bence oyunu yorumlayan, irdeleyen bölüm. Esasında oyunu kısaca baştan sona anlattığı için biraz bozuldum ancak eğer o yorum olmasaydı oyunun bazı ayrıntılarını kaçırabilirmişim onu anladım. Bu yönden son derece yararlı buldum...
Nihayet oyunu okumaya geçtiğimde Shakespeare hakkındaki olumlu önyargımı üzerimden atmaya çalışarak okudum. Hani yüzyılın en iyi yazarlarından olan birini kitabını okurken "Nasılsa güzeldir" şartlandırmasını kendimde yapmamaya çalıştım. Ama ilk sayfadan itibaren hikaye beni içine çekti doğrusu. Birden bir olaylar başladı...an hikaye öyle de devam etti. Sade dili vardı evet ve son derece anlaşılır ama Şiirsel bir yapısı olduğu halde son derece sade bir anlatımla hızlı şekilde başlaybir o kadar güçlü ve gösterişli bir yanı vardı. Çok şahane cümleler bile o kadar iyi yerleştirilmişti ki oyuna sanki yazarın kaleminden öylece çıkıvermiş gibiydi.
İhtiras, korku, cesaret duyguları baskın gelen bu oyunda Macbeth in gözünden izliyoruz olayları ve onun içsel çalkantılarını. Eşinin karakteri de Macbeth kadar önemli ve güçlü oyunda...
Oyunda kısaca Macbeth in siyasi güç için cinayet işleyecek kadar güçlü hırsı anlatılmaktadır. Eşinin hırsı da en az kendi kadar çoktur ancak devamında ruhsal çalkantıları muhteşem şekilde aktarılmaktadır. Ruhsal çalkantı deyince kitaplarda sıka rastladığım insanın içini boğan bir anlatım tarzı yok. Son derece sade ama güçlü bir anlatım var dediğim gibi.
Yazarın tarzı beni çok etkiledi... Çok farklı ve güzeldi...Beni etkileyen kitaplardan oldu... Shakespeare okumaya devam edeceğim kesin...
İyi Okumalar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Her türlü soru, eleştiri, isteğinizi, görüşünüzü lütfen hakaret içermeyen cümlelerle yazın. Seve seve hepsine cevap veriyorum...